2 Kasım 2010 Salı

Benim paralel evrenlerim

İlk defa paralel evrenlerin varlığının artık bilimsel bir gerçek olarak kabul edildiğini duyduğumda, aklıma yaşanmamış olasılıkların başka evrenlerde belki de yaşanmış olabileceğini getirdi. Paralel evrenlerin bu şekilde işlediğini iddia etmiyorum, ama gene de kendi geçmişime bir bakış atmak için güzel bir yöntem sunduğunu düşünüyorum.
Şimdi yazacağım her madde, benim paralel evrenlerde geçen, hayatta karşılaştığım ama gerçekleşmemiş olasılıklarımdır.
Paralel evrenlerden birinde:
  • 2 yaşımda zatüreye yakalanarak öldüm. Sabah doktora gittiğimde sağlıklı çıkan ciğerlerim, bir gün içerisinde bozuk para büyüklüğünde bir leke oluşturdu. Akşam ateşim yükselince hastaneye gitmeyi düşünen ailem, sabahı beklemeye karar verince çok kalınmış oldu.
  • 5 yaşında dışarıda oynarken, en büyük zevklerimden birisi, koşarak gelip apartman kapısının olmayan alt camının boşluğunda sıçrayarak içeri girmekti. Bir gün kapıya yeni cam takılmış, fakat bundan haberi olmayan ben, kapıdan aynı yöntemle geçmek isterken cama bodoslama daldım. Boynumun kesilmesi sonucu hayatımı kaybettim.
  • 8 yaşında ağır bir astım krizi sonrası, durumum giderek kötüleşti. Bir süre beynime oksijen gitmemesi yüzünden, beyin hücrelerimin bir kısmını kaybettim. Hayatım boyunca ortalama altı bir zekayla ailemin bakımında yaşadım.
  • 15 yaşında ilk aşık olduğum kız tarafından reddedildim. Politik olarak da yeni başladığım devrimcilik hayatıma, polisle olan ilk karşılaşmamda korkup zaaf göstermem yüzünden büyük bir moral çöküntü içine girdim. Bir akşam intihar ettim.
  • 17 yaşında bir gün babam beni okula bıraktı, ama o gün derslerde beni gören olmadı. Çünkü ben okulu asmış, adliye önünde yapılan bir eyleme gitmiştim. Eylem sonrası arkadaşlarla kafede otururken, öğleden sonraki derslere yetişmek üzere okula doğru yola çıktım. Bir daha da benden haber alınamadı. Bir olasılıkta cesedimi birkaç ay sonra buldular. Bir diğer olasılıkta onu bile bulamadılar.
  • 17 yaşında, ÖSS sınavının hemen öncesinde evi terk ettim. Evdeki atmosferi artık kaldıramıyordum. Sınava girmedim, bir fabrikaya girip çalışmaya başladım. Hayatım boyunca da bazen iş değiştirsem de bir işçi olarak yaşadım.
  • 19 yaşında bildiri dağıtmak için gittiğim 1 Mayıs mahallesinde, polisten kaçarken sırtımdan vuruldum.
  • 20 yaşında Gülsuyu mahallesinde yapılan bir ev baskınıyla göz altına alındım, daha sonra da tutuklandım. Bir süre cezaevinde yattıktan sonra çıktım. Tekrar üniversite sınavına girerek sosyal bir alan okudum. Fakat sicilim nedeniyle akademisyen olamadım. Ben de dershanelerde sözleşmeli öğretmenlik yapmaya başladım.
  • 22 yaşında evi terk ettikten sonra ailemden beni gören olmadı. Yıllarca yer altında yaşadım, bir gün örgüt üyeliğinden tutuklandım. 12 yıl hapis cezası aldım.
  • 25 yaşımda okulu bitirdim, ardından bir fabrikada mühendis olarak işe girdim. 6 ay çalıştıktan sonra askere gittim. Askerden sonra ilk kız arkadaşımla evlendim. Bir yıl sonra da ilk çocuğum dünyaya geldi. Hayat mücadelesinin içinde çocuğumu büyütme çabası verdim.
  • 25 yaşımda okulu bitirdim, İTÜ'de önce yüksek lisansa başladım, ardından da asistan oldum. Bu arada aynı bölümde asistan olan 2. kız arkadaşımla evlendim. Birkaç sene içinde de ilk çocuğumuz dünyaya geldi.
  • Aynı yaşımda Almanya'ya vizem zamanında çıkmadığı için gidemedim. Türkiye'de kaldım, askere gittim. Askerden sonra bir işe girdim. 3. kızarkadaşımla evlendim.
  • 27 yaşımda eski bir davamdan hapis cezası aldım. Bu ceza yüzünden Türkiye'ye geri dönemedim. Yıllar sonra cezamı çekmek üzere sınırdan giriş yaptığımda, 1.5 yıl içeride kaldım.
Evet, tüm bunların hepsi başka bir evrende olmuş olabilir, ve belki de tüm bu olasılıkların birikimini taşıdığım için ruhum hiçbir zaman huzur bulamıyor, sürekli kendi kendisiyle uğraşıyor.

Popüler yazılar